2 Temmuz 2015 Perşembe

ÜNİVERSİTELİLEŞTİREBİLDİKLERİMİZDEN MİSİNİZ?

 Nicelik olarak; üniversite sayılarının, bölümlerin, kontenjanların artırılması nitelikte azalmaya neden olmamalı.

İstatistikler hep nicel büyüklükler kullanır, sayılarla oynar: Şu kadar üniversite mezunumuz var, şu kadar üniversitemizde şu kadar bilim insanımız var, şu kadar bilimsel yayın çıkıyor, şöyle kontenjanlarımız arttı...

Ülkeler de birbirilerini bu parametrelere kıyaslayıp dururlar. Malumunuz, AB uyum sürecinde de Batı'nın üniversite mezunu sayılarına ulaşabilmek için ciddi bir gayret gösterilmekte ve gerçekten de üniversite mezunu olmayı sıradanlaştıracak, kariyer süreçlerinde ek sertifikalar edinerek farklılıklar ortaya koymaya ihtiyaç duyacak kadar mesafe geldik, "üniversitelileşmek" yolunda.

Keşke nitelikler konusunda da aynı iyimser tabloyu çizebilseydik.

Unuttuğumuz; istatistiklerin sayılarla oynayarak her türlü yalanı söyleyebileceği, neyi görmek istiyorsak onu mümkün kılacak kadar illüzyon yüklü bir dünya olduğu. İstatistik, karşılaşılabilecek en büyük yalan söyleme veya avunma tekniğinin adıdır.

Okumak herkesin hakkı. Üniversiteye gitmek de öyle. Lakin bunu sağlamak için üniversal üniversite kimliğinin standartlarını düşürmek yerine öğrencinin ve öğretim kadrolarının nitel standartlarını olması gereken üniversite seviyesine yükseltmenin yolları aranmalı.

Nitelik gerek, bakmayın siz istatistikçilerin gazıyla koşturanlara. Dünyayı geliştiren ve ona yön veren niteliklerdir, nicelikler değil. Bir nitelikli insan çıkar, bir milyar kafaya meydan okur ve yaşamın akışını değiştirir. Tarih bunun örnekleriyle doludur.
 
Cem TURAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder