11 Temmuz 2015 Cumartesi

İLETİŞİMSİZLİĞİN İMKANSIZLIĞI

İşte size, düşününce delirtebilecek bir konu: İletişimsizliğin imkansızlığı.

Ne demek bu?

Bir sistemin parçası olan hiçbir unsur, iletişime geçmeden herhangi bir eylemde bulunamaz. Buyurun birkaç örnek:

Bir bilgisayar bir başka bilgisayara bilgi gönderiyor:

1- Bilginin ulaştığına dair karşıdan teyit gelir. İletişim gerçekleşmiştir.

2- Karşıdan bilginin sağlıklı gelmediğine dair bir hata mesajı gelir. İletişim yine gerçekleşmiştir.

3- Karşıdan makul bir süre beklenmiş olmasına rağmen hiçbir yanıt gelmemiştir. Karşı taraf bu şekilde; kapalı, arızalı, donmuş, çökmüş, meşgul olduğunu sessizliği ile yine karşı tarafa iletmiş olduğundan, iletişim gerçekleşmiş olur.

Bir başka örnek. Bir kişiyi telefonla aradınız:

1- Karşı taraf telefonunu açtı. Ne mutlu işte sizin kastettiğiniz türde iletişim.

2- Meşgul sinyali duyuldu. Malum, meşgul işte. Bu durumu anlamanız da iletişim. Ya da başka mesajlar aldınız. Onlar da bu sınıfa giren hata mesajlarıdır.

3- En tehlikeli ve gerildiğiniz durum: Çalıyor ama bir türlü açılmıyor. Oysa bu da bir iletişim ve size yanıt akıtıyor: Meşgulüm, canım konuşmak istemiyor, müsait değilim, seninle konuşmak istemiyorum, teknik bir problem var... gibi envai çeşit mesajı bu durum size iletiyor.


Bir de insanlardan vereyim. Bir parka gittiniz ve bir banka oturdunuz ve yanınızda oturanla merhabalaştınız:

1- Yanınızdaki de size merhaba dedi. Hatta adını söyleyip size adınızı sordu. Derin bir oh çekip siz de balıklama diyaloğu geliştirmeye koyuldunuz. İşte size on numara bir iletişim.

2- Yanınızdaki zat hiç oralı bile olmadı. Sessiz kaldı. Sakın iletişim kurulmadı sanmayın. Size sağır olduğundan, rahatsız edilmek istemediğine kadar birçok muhtemel neden geri döndüren, okkalı bir iletişim geçti aranızda; farkında değil misiniz?
...

Kısaca; doğmak bir iletişimdir, ölmek de öyle. Konuşmak bir iletişim yöntemidir fakat susmak da öyle. Hareketlerle de iletişim kurulur ama durarak da yapılır. Bakmak da bir iletişimdir, gözünü yummak da...

Zaten tüm bu alternatiflerin birleşim kümesini oluşturduğunuzda göreceksiniz ki; hiçbir açık kalmayacak ve örten ilişkilere dayalı bir iletişimin içinde yüzdüğünüzü göreceksiniz.

Sonuç: İletişimden kaçamazsınız, iletişime girmemenizin imkanı yoktur. İstediğiniz kadar susun ve duyarsız kalın muhatabınıza, çok çok öldüğünüz mesajını vermiş olursunuz ki o da bir iletişim oluşturur.

Ancak gereksiz suskunluk veya duyarsızlık iletişimin en yorucu ve yıpratıcı olanıdır; insana yakışmaz. Bu nedenle, malumunuzdur ki duyarsızlığa biraz tahammülsüzüm.

Şimdi iletişimde top sizde, bu sözler benden çıktı ve size ulaştı. Şu seçenekleriniz olabilir herhalde:

1- Beğenirsiniz. Adı üstünde; okudum ve beğendim, katılıyorum demiş olursunuz. Harikulade bir iletişimin minimize edilmiş hali.

2- Yorum yapabilirsiniz: Yazdıklarınızı okudum ama ben de boş durmadım, beynim şu düşünceleri üretti, bir katma değer ürettim... mesajını vermiş olursunuz. Böyle düşünen iletişenler bulmuşum, Allah'tan daha ne isterim.

3- Ölüm sessizliğine gömülürsünüz: Usulca gelip okuyup gidenlerden bakar görmez olmaya, ilginizi çekmemekten değersiz bulmaya, hiç görmemeye kadar; akla hayale gelmedik bir sürü nedenle sükut edenlerden olabilirsiniz.

Tercih sizin ama iletişim herkesin ve her eylemin: Kaçış yok.

Cem TURAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder