29 Temmuz 2015 Çarşamba

GÖLE GİRMEYİN (VERİ BİLİMİ)

İnanılır gibi değil; istatistiklere göre, ülkemizde sadece göl ve göletlere serinlemek için girerek boğulanların yıllık ortalama sayısı 900'müş. Katliam gibi!

Eşim geçtiğimiz günlerde yine beni bir mağazadan içeri sokuverdi. Girişteki gömleklere onun tepkisi ne kadar güzel olduklarını söylemek iken benim için israf derecelerini zorlayacak kadar yüksek fiyatlı olduklarını ilan etmek oldu. Hatta tepki gösterdim; aynı fiyata aynı kalitede neredeyse üç gömlek alınabiliyordu.

Mağazayı dönüp dolaşıp çıkarken göz ucuyla yine kapıdaki o fahiş ilan ettiğim gömlekleri kestim göz ucuyla. Bu kez hiç de fahiş gelmediler gözüme hatta normallerdi. Ne de edepsizlik etmişim az önce, diye düşünmedim değil...

Oysa buna tek neden; mağazanın içinde gördüklerimin, mağazanın girişindeki anormalliği, ben mağazadan çıkana kadar bilinçaltımda normale, hatta cazibe boyayacak yoğunlukta dezenformatik hipnoza maruz kalmamızdı. İşte size pazarlama, işte size perakendeci hokkabazlıkları.

Şimdi dönelim her yıl göllerde yiten 900 cana. Normal mi yoksa anormal mi? Tıpkı" şu kıyafetle ne gider?" sorusu gibi yanıtı yanına ne getirdiğinizde. 


Dezenfomatik yanılsama üretmeyi iyi bilen kitle iletişim pirleri öyle bir kompozisyonla sunarlar ki size verileri; infial uyandıracak hallere "himm, yok canım o kadardan birşey olmaz" dedirtiverirler.

Kurumlarda ve devlet kademelerinde görev yapan veri bilimciler veya veri kompetanları, rapor hazırlayıcılar da bu tür fırsatları, amirlerinin gözüne girmek için iyi değerlendirirler. Bir pire pekala sayı hokkabazlıklarının elinde bir deve, acilen tedbir alınması gereken bir dev de karar erkini gaflete düşürmek için bir pireciğe sanal olarak dönüşebilir.

Bu ise, günümüz istihbarat, casusluk, yeraltı örgütlerinin önemli bir enstrümanıdır. Kim gözüne kestirdiği rakip ülkenin kralının, tevatür dezenformasyonla uyutulmuş, gaflet içinde herşey yolunda sanıp zevk ve sefaya düşmesi anını istemez? Ki en zayıf andır o an, bir ülke için.

Dolayısıyla, bilgi herşeydir: Ya bir bomba ya bir şifa. Ehil ellerde yönetilmelidir: İster basit bir şirkette ister koca bir ülkede.


Göllerde ölen 900 insan sayısı... Alın, trafik kurbanlarının ya da terör kıyımlarının, töre cinayetlerinin, birbirini kesip duran çöl bedevilerinin yanına götürüp koyun nasıl durdu şimdi?

Uzun lafın kısası; göle girmeyin. Göller zahiri denizlerdir, gerçek yüzme alanları değildir. Tıpkı veri göletleri gibi. Neyin içinde yüzdüğünüze dikkat edin ve kimin sizi yüzdürdüğüne.

Cem TURAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder