Aydınlık da, liderlik de, bilimsellik de, sanatçılık da iliklerine kadar halka karışmışlık gerektirir ki temel besini odur. Her kim halktan kopuk, insanlardan ve onların karşılaştıkları günübirlik olaylardan bihaber ise onun toplum adına üreteceği bir değer kalmamış demektir. Sakal ve at kuyruğu saç bırakmak, aynı karede bilmem kimle resim çektirmişlik değildir olgun ve erdemli bakmak.
Ekmeğin fiyatını, muhitinden geçen İETT otobüslerinin hat numaralarını bilmedikten ve İstanbul'un erguvan renkli otobüslerindeki bir kişiye büyük, iki kişiye dar gelen bir buçuk kişilik koltuklarının farkına varmayıp, sırrına dair yorum yapmadıktan sonra senin aydınlığın gaz yağı çoktan tükenmiş lüks lambasının karalar bağlamış fitili kadardır; kendini bile göstermez.
Eğer sen yönettiğin insan kadar o işe vakıf değilsen, alt katmanlarda işler nasıl döner, ne sıkıntılar yaşanır, bihaber isen ama ortada "ben profesyonelim canım, ne olsa idare ederim" diyor isen çobandan dahi eksisi olur yöneticiliğinin. Zaten yöneticilikle liderliğin aynı şeyler olduğunu kim söyledi?
İyi bir lider, bilim insanı, düşünce adamı, sanat erbabı, politikacı hayatı ta içinden okumalıdır ve bu hal geceyle gündüz kadar ayırır gerçeği ile "çakmasını".
Cem Turan