27 Nisan 2015 Pazartesi

ANLAŞILIR OLMAK, BÜYÜK BAŞARI

Soru şu:

Eğer ormanda kocaman bir ağaç devrilse ama civarda kimse olmasa, ağaç devrilirken ses çıkarır mı?

Bilim adamları arasında "anlaşılabilir" olmanın gerekliliğine vurgu yapmak için kullanılan, ünlü bir örnek.

Doğru yanıt ise şu: Hayır, ses yapmaz.

Nasıl olur, demeyin. Açıp sözlüğe sesin anlamına bakın: "işitme duyusu olarak algılanan his" diyor sözlük. Yani bir titreşimin ses olabilmesi için "işitecek" birilerine ihtiyaç var. Aksi halde ses değil, sadece bir basınç dalgasından söz edilebilir.

Bu örnekten maksat şudur: Alınamayan, anlaşılmayan, algılanmayan, alıcısı olmayan mesaj mesaj değildir; yazı yazı, konuşma da konuşma sayılmaz. Beyhude uğraşılardır özetle; eğer meramını karşıya aktaramıyorsa.

Tevfik hocamın kulakları çınlasın; iletişimin olmazsa olmazlarını sayarken verici, mesaj, ortak dil ve ortam ile birlikte alıcının da vazgeçilmezliğinin altını çizer. Hem insanlar arası sosyal hem makinalar arası sayısal iletişimde de bu gereklilik kendisini gösterir.

Şimdi alın bu örneği dilediğiniz yere uygulayın: İki kişi arasındaki bir etkileşimden, siyasete, öğretmenlik yetisinin değerlendirilmesinden bir yazarın yetkinliğinin izahına, bilimsel bir makaleden internette paylaşılan mesaja kadar herşey anlaşılabilirlik ile tartılabilir.

Karşınızdaki sizi ne düzeyde anladıysa, o kadardır anlattığınız. Eğer kitleniz sizi anlayabildiyse başarılı bir iletişim sağladığınızdan söz edilebilir.

Bazen daha karmaşık iletişim koridorları da oluşturulduğu olur. Bilgisayar literatüründe VPN denilen olay gibi; kitleye bir mesaj verilir ama kitle hiçbir şey anlamaz. Lakin farkında olmadan o mesaja taşıyıcılık yapar. Sanki kalabalığın içine döşenmiş gizli bir tünelden geçer ve gitmesi gereken yere ulaşır mesaj, kitleden habersiz.

Son verdiğim örnek, internet devrimiyle birlikte işinin piri enformasyoncular tarafından yoğun kullanılır oldu. İnternet cumhuriyetinin halkı farkında olmadan neleri alıp nerelere ne mesajları taşıdıklarını bilseler, internetin çok da sahipsiz ve özgürlükler diyarı olduğu konusundaki kabullenişlerini muhtemelen bir kez daha gözden geçirirlerdi.

Bu seviyede iletişim cambazı olunmasa bile, en azından kitlesi tarafından anlaşılır olmak, bir bilgi ve düşünce sunumcunun önceliği olmalıdır.

Daha da net ifadeyle; yeni dünyanın galibi anlaşılır olanlardır, derdini anlatabilenler. İster bireysel ister uluslararası alanda değişen pek de birşey yoktur, bu açıdan.

Cem TURAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder