22 Ağustos 2015 Cumartesi

PETROL ŞEYHİ DEĞİLİZ AMA DAVRANIŞLARIMIZIN PEK ÇOĞU ÖYLE

Çevre, insanın gözünün içine baka baka insanı bir kalıba sokar, şekillendirir.

Hemşehrilik de bizim kültürümüzde biraz buna işaret eder: Aynı torna makinasından çıktık, demektir öz Türkçesi. Ekmeğinden, suyundan, göreneğinden; adına kültür dediğimiz ortak bir azıktan beslenen insanlar demektir.Uzun yıllar içinde, kimi yörelerin saldıkları namın gölgesinde yaşar insanları: Bolulu oldu mu mutfaktan, Kayserili oldu mu ticaretten, Urfalı oldu mu kebabın en âlâsından anlaması beklenir kişiden örneğin. 

Ya Türkiye'nin bir parçası olmak? Ortadoğu ile Akdeniz harmanı rüzgarların etkisinde yaşam sürmek zamanla ne gibi tortuları sosyal genetiğimizin ayrılmazı yaptı örneğin: Sıcakkanlılığımızdan fevriliğimize, at ve eş(!) merakından boşvericiliğimize, "şu çılgınlar" dedirtecek kadar bizi sıradışı kılan hangi bölgesel kodlar damarlarımızda akıyor örneğin? 


Matematik sevmezliğimiz, beyni yoran işlerden kaçıp tembelliğe teveccühümüz, kız kaçırıp da fikir kaçırmayışımızı da günde sadece birkaç saat çalışan "sıcak" coğrafyalara yakınlığımıza mı borçluyuz, ne dersiniz?

Eğer siz de üzümün üzüme baka baka karardığına inananlardansanız, sizce bu çevrenin islahının gelişmiş bir ülke olma hayalini destekleyecek önemli bir gerçek olduğunu inkâr edebilir misiniz?

Petrol şeyhi değiliz ama Ortadoğu dünyasının davranış genetiğimizin oluşmasında payı büyük. Zihni tembellik ve tutucu bağımlılık gibi.

Cem TURAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder