22 Ağustos 2015 Cumartesi

KUTUP-HANE

Bizde kitaba hürmet etmeyenler, onu sadece zorunluluk halinde ele alanlar, işleri bittiğinde çöpe atmaktan geri durmayanlar, şimdi PDF dosyaları var diye kütüphaneleri ve matbu kitap almayı gereksiz ilan edenlere bunu izah etmem güç. 

Kitaba verilen önemin, bilişsel gelişimin uç noktası olan zarafetin tecessüs ettiği mekanlardır, kütüphaneler ve her halleriyle aydınlığa, ilhama "gel" derler, abide davetkâr halleriyle. 

Böylesi vahaları bulunan toplumlarda olur gelişim; diğerleri sadece gelişiyor sanırken kendilerini...

Kütüphane; insanı değersiz, nötr, GND (Elk: Ground, toprak) olmaktan çıkarıp bir potansiyel fark oluşturacak şekilde yükleyen kutup-hanedir.

Kitabın işi bilgi taşımak değildir ki, okunduktan sonra çöpe gitsin; kültür oluşturmaktır, mayalamaktır aydınlığı, erdemliliği insanlar üzerine, sayfa hışırtıları ve onların arasındaki, yıllar geçse de dinmeyen mürekkep kokuları eşliğinde. Elden ele dolaşmalı, varlığı bile bulunduğu haneye huzur, farkındalık katmalı. Rengini belli etmeli hamisinin.

Hiç elektronik devrelerin arasından geçen, aydınlatılmış ekranlardan akseden sanal bir okuma, kitap okumak olarak adlandırılabilir mi? Asla, eğer murad sadece eyere alabildiğince odun yüklemek değil ise.

Cem Turan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder