13 Mart 2015 Cuma

ŞİDDET ÜZERİNE YANLIŞ OKUMALAR (1)

Bir kanun çıkmıştı, yetmedi sonra daha da katı şekle büründü. Gazetelere manşetler atıldı boy boy, bundan sonra izinsiz SMS ve elektronik posta atan yandı; cezalar can yakacak diye. Sahi, ne oldu o? Başta bankalar olmak üzere yağmur gibi gelmeye devam ediyor.

Umursamazlık ne büyük hastalık! Ondan savaş halindeyim hep sağırları oynayanlarla.

Demokrasiyi sözde herkes istiyor ama konu çıkarlara geldiğinde, cebren durdurulmadan duran olmuyor. 

Medeniyet ve demokrasi, aslında bulmanın hiç işimize gelmediği ama arar gibi yapmamız gereken, ulaşılmayacak maşuk gibi bir şey bizim için. 

Etrafınıza bakın, haksız mıyım söyleyin. Çıkar olduğunda ne devlet arazisi kalıyor, çevrilip gecekondu yapılmadık ne kartvizitlerle torpilli istihdamlar kalıyor, hak etmişleri çiğneye çiğneye. Velhasıl ne kul hakkı ne kişilik hakları kalıyor mütecaviz ellerin değmediği. 

Ondan sonra da bilmem kime şiddeti kınıyoruz ya cümbür cemaat, acite ederek, reklam ederek ve yenileri için şuursuzca ilham vererek. Şiddet, bir insanın bir diğerinin hakkını gasp ettiği her yerde. Ama bunu itiraf etmeye kimsenin niyeti mi yok yoksa görülemeyecek kadar kompleks mi? 

Ah insanoğlu, umarım birgün islah olursun.

Bana da onuncu bir köyü aramak düşüyor tabi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder