28 Ağustos 2014 Perşembe

DÜRÜST OLUN, SİZ DE SORDUNUZ: EN İYİ TELEFON HANGİSİ?

Yüreğime darlık veren bir sorudur: En iyi bilgisayar hangisi, şimdilerde en iyi tablet, en iyi telefon hangisi?.. Bir yandan teknik insansınız ya, her şeyi bileceksiniz. "Bilgisayarla kahve nasıl pişirilir?" sorusuna sükut etseniz, "Ooo, siz de hiçbir şey bilmiyormuşsunuz" kabilinden bir bakışın iç gıcıklayıcı tacizine uğramanız işten bile değildir. Hani derler ya; konuşsam tesiri yok, sussam gönül razı değil. Zümrem adına bir kere de olsa değinmek istedim.


Teknolojik ürünlerde bu soru gündemde kasıtlı olarak tutulur ve bir pazarlama enstrümanı olarak kullanılır maalesef. Oysa çok anlamsız bir sorudur ve özellikle bireysel kişilik özellikleriyle topluma kendini kabul ettirmek, toplum içinde varlığını kişiliği ile anlamlandırmak yerine telefon, tablet, kıyafet gibi kişisel eşyalarının markasını sosyal bir statü göstergesi olarak kullanan insanların çokça olduğu toplumlarda halen çok işe yarayan bir alışverişe azmettirme sorusudur. 

İyilik izafidir, özellikle en iyisi olmak büyük yalandır. Bilhassa teknoloji alanında. Çünkü ben bu sözcüğü sarf ederken bile, birileri bir yerlerde, onun da daha iyisini ya geliştirmiş ya da eli kulağında, geliştirmek üzeredir. Dolayısıyla; böyle büyük bir süratle koşulları ve iyi olma tanımı değişen bir alanda, en iyinin peşinde koşmak da anlamını yitirir. 

Bu anlamsız güdü kışkırtmasını, son yıllarda eğitim sektöründe de görüyoruz: En iyi dil, en iyi bölüm, en iyi üniversite, kolej... 

Tüketim toplumunu oluşturmakta en vazgeçilmez, sihirli sözlerden biridir, "en iyisi" olmak. Sanal bir algı yönlendirmedir, illüzyondur. Bundandırki, marketlere küçük bir araba almak için girseniz, gaza gelip elinizde koca bir tır ile çıktığınız, çok olmuştur, itiraf edin. Halbuki istediğiniz bir tır değildi ama kendinizi kaybettiğinize şaşmamak gerek, pazarlamanın kompetanları karşısında. 

Oysa bir nesnenin, gerecin iyiliğini belirleyen, size sağladığı fayda miktarıdır. Bir başkası için en iyi olan sizin için pekala kötü olabilir. Telefon, bilgisayar gibi bir cihaz alırken bu nedenle "en iyi" rüzgarına kapılmak yerine ihtiyaçlarınızı tespit etmek, nasıl bir cihaza ve neden ihtiyaç duyduğunuzu kendinize izah etmektir, önemli olan. Teknik konularda ise, yukarıda açıklamaya çalıştığım eğilimin bir tutsağı olmamış, ihtiyaçlarınızı gözeterek size bir yol haritası çizecek teknik bir insandan yardım alabilirsiniz. Mümkünse, eğer bir teknoloji marketten bu alışverişi yapacaksanız, orada çalışan biri olmamalı. Tecrübe etmişsinizdirki, bu gibi yerlerdeki çoğu personel teknik olarak sizi bilgice doyurmaktan, alternatifleri konuya hakim bir şekilde karşılaştırmaktan ve sizin ihtiyaçlarınızı gözetmekten yoksunken gözü kara bir şekilde pazarlamaya odaklanmışlardır. Ne kadar lüksünü, büyüğünü, pahalısını satarlarsa o kadar pirim alacağı düşüncesinin bir kurbanı olabilirsiniz, bir anda. 

İnternet sitelerindeki "en çok satanlar" yaygarası da genellikle; aslında hiç satmayanları eritmek için düşünülmüş, hince bir pazarlamacı taktiği olarak kendini göstermekte, çoğu kez.

Gıda ve tüketim ürünleri satan diğer marketlerdeki durum da bundan farklı değil. Reyonların sıralaması, kasaların önünde çocukların saldırdığı abur cuburların bulunduğu, son öldürücü darbenin vurulduğu anlar. Çok satılan ürünler genellikle yukarıda, ulaşımı biraz güç olan yerlere konurki; ona uzanırken, altındaki raflarda, pek gitmeyen ürünler dikkatinizi çeksin.Aç karnına bir marketten içeri girdiyseniz, vay halinize! İstatistikler, ihtiyacınızın en az iki katı bir alışveriş yapacağınızı garanti ediyor. Hatta seçilen müzik... Şimdilerde pek çok markette çalan, enstrümantal ve insanlarda hipnotik etki uyandıran yeni bir icat tını yükseliyor hoparlörlerden, farkında mısınız?

Tüm bu anlattıklarımdan çıkacağı gibi; "en iyi" telefon en pahalı olan, model numarası en büyük olan, en son çıkan, en çok herkesin elinde gördüğünüz, internet sitelerinde "en çok satan" olarak gösterilmeyenlerdir, genellikle. 

Hangisini seçersiniz, bilmiyorum ama şundan eminim, sadece: Yeni telefonunuzu, bilgisayarınızı ve diğer teknolojik aletinizi aldığınız, elinize faturası tutuşturulduğu andan itibaren, doymaz pazarlama dünyası, müstakbel cihazınızdan çok daha "iyisini" size satmak için uğraşı vermeye başlamış olacaktır bile.

Kısaca; "en iyi" tarifinin ne yanıtı ne de bu arayışın sonu bulunuyor. Şimdi düşünün: Hangi araba hatta hangi semtte oturmak, "en iyi"?

Cem TURAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder