2 Ekim 2014 Perşembe

OKUMAK: NADİDE BAHÇELER TEPELERDE OLUR

  Bir film ancak görselleşebilen öğeleri içerir, izleyicinin hayal gücü dinlendirilir. Oysa bir kitap görselleştirmeyi okuyucunun beynine bırakır. Görebilmek dışındaki bütün duyularınıza hitap eder. Bir kitap içeriğini filminden izlemek, sahilde suyun tadına bakıp "yemeğin tuzunu fazla kaçırmışlar" demek kadar aslıyla alakadar fikir verir dinleyiciye. Asıl konu kitapta kalmıştır, çünkü. Kitap başka bir şeydir. Kağıt başka hiçbir şeye yakışmaz, yazıyla yakıştığı kadar. Kokusu ve hışırtısı bile cezbedicidir, dimağ tutkunu için. 


  Bahaneler türlü türlü, asıl dava; okumak emek ister, onu da herkes vermez. Yeni birşeyleri anlamaya çalışırken beyin, yorulur insan. Vücudumuzun günlük enerji tüketiminin dörtte birini, bu yüzden tek başına beyin yapar. 

  Çünkü öğrenmek güç ister, gayret ister. Ancak hemen söylemeli; en güzel çiçekler ayak ortası olmayan yerlerde kalır, belki yüksek tepelerin üzerinde. Çıkmayı göze almalı insan eğer muradı Cennet gibi bir manzara görmekse.Hiç gayret gerektirmeseydi, aydınlığın hükmü, değeri olur muydu?

  Bir gerçek: Bir kitabı okumak, okumak eyleminin en ilkel halidir aslında. Siz hiç bir insanı okumayı denediniz mi? Ya yerde koşuşturan karıncalara birkaç saat takılıp milimetrik dünyayı okumaya çalıştınız mı? Başınızı göğe kaldırıp, sanki aranızda akit varmış gibi yarın da aynı noktadan doğmasını umduğunuz güneşin, göz yüzünde yay çizerek yerdekilere, işlerini yapmaları için gün diye bir mühlet vermesini hiç düşünüp okudunuz mu?


  Okumak gerçekten zor görünür insana, eğer niyeti okumaya yoksa. Okuma yolculuğunda bir eşik vardır aslında; o eşikten önceki yeni yetişenler eğer sebat edip, ıkına sıkına okumakta dirayet gösterirlerse, yakınlarda bir gün eşiği geçecek ve artık okumadan yaşayamaz duruma gelecekler elbet. Sorup sorgulamadan, araştırmadan yaşamayı bir tür biyolojik asalaklık olarak kabul edecekler ve başları içindeki yaklaşık 2.2 kilogramlık beyinlerinin diyetini vermeye gönüllü olacaklar.

  Okumalı... Ne pahasına olursa olsun. Evde, otobüste, metroda, kırda, denizde, nerede olursa olsun okumalı. Hem kitaptan hem mahlukattan her daim okumalı.İnsan düşünmek için yaratılmış çok özel bir canlı. Okumak ise insan sistemine bilgi giriş yöntemi. Kendinizi kandırmayın, film seyrederek bu bilgiyi beyninize sağlamış olmazsınız. Zafiyetten kurtarmak gerek beyinleri.

Cem TURAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder