12 Eylül 2015 Cumartesi

ÖZEL "BÖĞRETİM"

Malum; işin biraz içinde ve gözleyeni olmamdan ötürü yakında takip ettiğim alanlardan birisi eğitim ve öğretim. Ancak artık "özel öğretim" dendiğinde tüylerim diken diken oluyor, midem kalkıyor ve "böğretesi" geliyor insanın.


Yalanın bini bir para, dezenformasyonun ve içi boş imajlar mukabili insanlardan tahsil edilen onbinlerce liranın maalesef farkındayım. Benim gibi farkında olması gerekenler ya uyumaktalar ya da sükut etmeyi, çeşitli nedenlerle tercih ediyorlar. Bence büyük vebal altına giriyorlar çünkü veliler de çocukları için gerçekten iyi birşeyler olacak beklentisine giriyorlar.




Şu sıralar elinizi sallasanız elli beş kolej ilanına çarpıyor. Daha da artacak. Sağlık alanından sonra devletin özel öğretim ve eğitim alanında da teşvik edici uygulamalarda bulunması, eğitimci olan olamayan herkesi bu alana soktu. Çünkü bu da kar elde edilen ve ana alıcının devlet olduğu bir işti. Dün özel öğretim teşvikleri açıklandı: Maaşını bin lira gösteren fabrikatör teşvik alırken, doğrudan ayrılmayıp gelirini olduğu gibi beyan edenler destek dışı kaldı, çocuklarını özel okullara kayıt için.

Bu piyasanın ahvalini birkaç broşür ve afiş incelediğinizde siz de göreceksiniz. İşte bir iki örnek:

Asansöre, parası nakden reklam ajansına ödenip asılmış bir afiş dikkatimi çekti. Afişte kolejin özellikleri ve çocuğa sağladığı imkanlar şöyle sıralanıyor:

- Kapalı spor salonu

- Yüzme havuzu

- Tenis kortu

- Koşu pisti

- At binicilik alanı

- Resim, müzik, tiyatro

- 3D Sinema salonları

- Hayvanat Bahçesi

Kuzum, siz bir okul musunuz yoksa Disneyland mı? Eğitim zaten "parayla saadet" felsefesinin çocuğun zihnine kazınmasından ibaret, hiç olmazsa öğretim kalitenizi ortaya koyacak bir iki madde de mi yok, koca afişte? Vallahi yok!
...

Eşim önceki gün dikkatimi çekti, daha önce hiç adını duymadığım bir kolejin broşürüne. Duymamam doğal, meğer yeni açılıyormuş. Broşüre bir göz attım o da ne, yeni açılan "okul görünümlü işletme" Cerrahpaşa Tıp'a, Yıldız Teknik Bilgisayar Mühendisliği'ne... soktuğu mezunlarını sıralamamış mı!!! Yahu sen ne zaman ettin bu işi, 2014'te kurulmuşsun, binanın açılışını bu yıl yapacakmışsın. 

Yalanın da bir kalibresinin olması gerek. Bir de "öğretim" yapacağını söylüyorlar. İlk öğrettikleri yalan, dolan oluyor demekki genç beyinlere.
...

Bir TEOG sınavıdır gidiyor. Silme, pekçok özel okulun sloganı bu: TEOG'çuyuz abi! Gel bak, ümüğünü sıkıp nasıl yaptırıyoruz çocuklara. Kökü kuruyasıca dershaneciliğin okul tabelasına ardına saklanmış fosilleri. Bu çocukları siz neyle yetiştireceksiniz?
...

Hepsi kendi minvalinden bir dezenformasyon üretiyor: 

"Abla çocuğu bize verin. Bak bizim özel öğretim teşvikinde daha çok kontenjanımız var, kesin alırsınız."


"Koş vatandaş koş, bizde okul bedava. Yetişen alıyor..."


"Abi bak, bizim yemekler enfes. Aşçıyı ta Bolu'dan getirttik."

Bir de bu sektörün de ağır abileri var tabi. Öyle her çocuğu almazlar. Marka üretmek için, kendini TEOG'da, orada burada ispat etmiş, "hepsi bir arada", "sürüşe hazır" çocukları toplarlar. Buna rağmen de istedikleri gibi olmaz sonuç. Sebep iyiyi de vasatlaştıran, eğitilebilir olanı da çürüten mekanik, yarışçı, maddeci, ticari rekabetten ve markalaşmadan gücünü alan anlayış.

Tüm cambazlıkların karşısında "kandil ışığında" yapılan, aşk ve ideal dolu öğretimin her dönem parıldadığını bolca örnekle yeniden görüyorum.
...

Komşumuzun kızı bir devlet ilkokulunda. O da dahil olmak üzere, bir grup arkadaşını ilgi duydukları için "yazarlık teknikleri" üzerine, öğretmenlerinin gönüllü olarak bütün yaz çalıştırdığını bizzat biliyorum. İşte bu, özel okullarda göremeyeceğiniz özveri, idealizm, kendinden daha iyisini hayata armağan etmek için öğretmenliğin zekatını ödeyiş!

Hani var mı özelspor'da benzer bir babayiğit? Para hatırına değil; bilabedel, içten gelen aşk ile minik canları kavrayış. Ben daha görmedim. (İstisnalarını tenzih ederim, mutlaka vardır. Genel durumu ifade etmeye çalışıyıorum.)
...

Üniversitelere bakıyorum. Devlet okullarında, insanı şekillendiren frezenin ayarını olması gerektiği kıvamda tutan sayılı devlet üniversitelerindeki hocalar "misafir öğrenci" olarak özel üniversitelerden öğrenci gelmesin diye dua ediyorlar, bana bu konuda dert yanıyorlar. Neden? Madde saymaktan, geceleri ders çalışmamış öğrenciler çıkarıyorlar da ondan kimileri: Bitirme projesini para karşılığı firmalara ısmarlayandan "babamın parasıyla değil mi?" deyip derste öğrencilik edebinden mahrum hareket edenlere kadar.

...

Geçtiğimiz ay, bir devlet okulunda yaptığım ziyaret esnasında; bakışlarından bile ışık saçan idealist bir öğretmenin ifadeleri ile arz-ı halimi tamamlıyorum:

"Çocukların elinden karşılaştığı sorunların üstesinden gelme becerisi alınıyor. Steril ortamlar oluşturulmaya çalışılıyor. Oysa bu eğitimin en temel parçası. Bir banka gibi çocuk için okullara astronomik yatırımlar yapılıyor. Yatırımın vadesi gelip de çocuk mezun olunca ondan mükemmellik azami başarı isteniyor. Nedir başarı? TEOG, LYS, bilmem ne. Oysa o çocukların her biri ayrı bir deniz, ayrı bir dünya..."

Cem TURAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder