17 Haziran 2014 Salı

PAZARLAMACI DENEN TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR

"Şeker Bayramı" tüccarları yine işbaşında. Belliki ömründe bir kere dahi olsun Ramazan Bayramı'nın gölgesi üstüne düşmemiş birileri onu da cahilane bir şekilde kazancına malzeme etmekten geri durmuyor. Hiç olmazsa adını düzgün söyle, bu kadar mı değerden yoksunsun, para mı bürüdü gözünü?


Ne olsa üstüne kar koyup satan adam, sana söylüyorum. Yıllardır yaptığın gibi insanları bayramlarda anne babayı, büyükleri, dostları es geçirtip, kaptığı gibi eline valizi bilmem kaç yıldızlı otellerde, gönül rızası ile mahkumiyet yaşamayı yine bir imaj gibi yutturup, şuursuzlaştırmış olabilirsin. Kimileri vardır, yoldan gönüllü çıkar. Onlar kendilerini değer içinde bulmamışlardırki değerlere sahip çıksınlar, koştura koştura giderler sen gösterdikten sonra. Arkadaşların da imaj, statü diye markaları nasıl kakalıyorsa bu kesime, öz karakteri, meziyetleri ile değil, giydiği giyeceğin veya masaya koyduğu telefonun markası ile tatmin olan, ruhen kifayetsizler zümresini nasıl ürettiyse, sen de alıp Ramazan Bayramı'nda Amsterdam'a, Venedik'e, Londra'ya tutup kolundan götürmüşsün, çok mu? Pakete bir de vaftiz ekle oldu, olacak. Kutsanmış su ile yıkat elin değmişken onları. Giderek zaten kendilerini var eden toplumun değerlerini bir bir toprağa gömmüyorlar mı? Değer yok ise insanda geriye ne kalır?

Bayram bir sürecin finalidir. Öğrenci için karnedir, bir yıllık emeğin bayramı veya mezuniyet törenidir. Sporcu için birinciliktir, marşını dinletmektir herkese. Lider için hayalini gerçek kıldığı gündür bayram. Hoca için öğrencisinin başarısı. Bilimadamı için Nobel'dir belki. Sanatçı için alkış. Siyasetçi için anlaşıldığı, halk tarafından teveccüh gördüğü gündür. Hepsi emek dolu bir yolun sonundaki kurdeledir, göğüslenen.

Sen bir yandan 23 Nisan'ı "çocuk bayramı" diye önemsemez, yine alıştırıldığımız gibi "dokuz günlük tatil olsa da tatil paketi satsak" diye avucunu ovuştururken, o da bağımsızlığın sembolü, bir meclise sahip olabilmek uğruna verilen milli mücadele hareketinin, emeklerin, gözyaşlarının murada ermesinin bayramı olarak vardır, sana malzeme olmak için değil.

Bayramlar içerdiği anlamı bize yaşatmıyorlarsa koskoca birer hiçtir. Değerler, toplum sağlığının bozulması uğruna herşeyi nakde dönüştürme heveslileri yüzünden sadece tüketim ve tatil çağrıştırır oldular. Her birey, eriştiği her bayramda dönüp o günü bayram yapan süreci sorgularsa bayram kutlama ödülünü hak eder. Oysa yapılan tam da üzümü yeyip bağını sormama durumu: Tatili yap ama niye tatil, niye bayram, kime ne?

Kültür Bakanlığı'nın, belediyenin "kültür işi" diye sponsor olduğu Shopping Fest, "Herkes tüketsin Festivali" nin olduğu bir ülkede sana söyleyecek sözüm yok ama hiç olmazsa şunu söyle:

"Şeker Bayramı'nda" sen neyi göğüslemiş olacaksın? O tatil neyin ödülüdür, söyle.

Şekerci Hasan Paşa'nın cirosunu ikiye katlama ödülü mü diyeceksin? Bizler şeker için yaşamayız, şeker yemek için de bayram beklemeyiz.

Cem TURAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder