6 Temmuz 2015 Pazartesi

DÜNYA HEP ANNELERİN ESERİYDİ

Komşum, yazar Vehbi Vakkasoğlu hocayı dinledim bu gece, bir televizyonda. Ağzında şeker var gibi konuşur hep ve sözleri de o şeker gibi tatlıdır. Kendisini "sevgi gönüllü" bir toplum üretmeye adamış, bu mümtaz yazarın annelik hakkındaki düşünceleri ibret alınması gereken öğretiler içeriyordu.

Elinde olsa, annelik okulu açılmasını sağlayacağından bahsetti. Annelerin toplumun muallimleri olduğunun altını çizdi.

Sıksık ben de annelik üzerine yazar dururum, verdiğim önemden ötürü. Öyle ya; toplumdaki sosyal sorunların, insanlıktan utanılacak sahnelerle sıkça karşılaşılmasının ardında da annelik kurumunun bozulması yatıyor olmalı.

Hoş, bana kalsa eş adaylarının her ikisini de evlilik öncesi, ÖSYM sınavları gibi bir sınavla annelik ve babalığa hazır olma durumlarını sınar ve yeter not almayanlara asla evlilik izni vermem. Bir eğitim sürecinden geçmelerini mecbur kılarım. Çünkü aile kurumu, kimilerinin uğruna KPSS terleri döktüğü devlet kurumundan daha hafife alınacak bir kurum değil.

Hafife almak: En büyük derdimiz bu. Umursamamak, yok saymak, halının altına süpürmek tüm çöpü; olanca hasta yapıcılığı ile. İşte budur toplumu çürüten. CERN'deki atom çarpışmalarından daha önemsiz, daha risksiz değildir; aile kurmak için iki bireyin buluşması: Her elini kolunu sallayanı kabul etmemek gerekir aile kuruculuğuna; pişirerek böyle bir kurumun korunmasına katkı sağlamak her anne ve babanın ortak sorumluluğu ve çocuğun onlar üzerindeki hakkıdır.

Babalar da önemli elbet. Ama dünyayı yaşanılası kılan, sosyal yaşam denen insani iskeletin omurgasıdır, anneler. Babalar da göğüs kafesi ve diğerleri. Omurga zayıfsa, o iskelet ayakta durmaz, diğerleri ne olursa olsun.

Öyle anne babalar görüyorum ki; "çocuğumuzun bir dediğini iki etmedik" diye böbürlenerek söylerken aslında çocuklarına sosyal yaşama yön verecek hiçbir değer yüklemesi yapmadıklarının, onları toplumun devamlılığını sağlayacak sağlıklı bir aile çekirdeği kurmak için gerekli donanıma kavuşturmadıklarının, muhtemelen kendilerinin de aynı değersizlik içinde; "saldım çayıra Mevla kayıra" usulü gelip geçen bir aileyi oluşturduklarının farkında bile değiller.

Bir de "özel okullara, kolejlere gönderiyoruz ya daha ne yapalım" taifesi vardır, kimi önceden kimi sonradan görme. Sanırlar ki okula, kursa göndermek, çocuklarının ceplerini silme para doldurmak ebeveynliktir, ihtiyaç duymadan tepelerine; parayla alınabilecek ne kadar "mal" varsa alıp yağdıran, anne baba deyince akla "banknot" çağrıştıran tiplerdir. Evi otel, evliliği şirket olarak gören, robot gibi yaşayanlar gelir sonra.

Anne eli değmiş şeyler çocuğun ruh dünyasına şifadır, örneğin. Annesinin yaptığı bir keki gururla paylaşır çocuk, arkadaşlarıyla. Kendisini özel ve ayrıcalıklı hissettirir annenin özeni. Şefkate doyar çocuk, anne ve baba emeği ile içine sevgi katılmış, "şahsına özel" küçük ama abidevi yapıtlarla.

Bisikletini tamir eden baba, söküğünü diken anne gibi onu hayatta tamamlayanları olduğuna inandıracak, arkasında kapı gibi bir aile kurumunun varlığını hissettirecek çok az metafor bulunur.

Anneliğe sahip çıkmalı, anne olmak sıradan bir iş değil. Dünyadaki hiçbir bahane, bu ulvi makamı çürütmeye mazeret olamaz. Sosyal yaşamın içinde olumlu ve olumsuz gördüğümüz her şey annelerin eseridir.

Bakmayın siz kitaplardan adı düşmeyen tarihi karakterlerin erkek olduğuna. Dünyaya yön veren, yaşam tarihi boyunca hep anneler oldu. Dert yandığımız kadına şiddetin aktörlerinin de onları yetiştir(mey)en anneleri vardı, Gandi'nin de Yunus Emre'nin de.

Hz. Adem'i bile bir elmaya azmettiren kimdi, düşünün. Annelik biterse toplum biter. Ayakları altında Cennet bulunmanın bedeli ağırdır ve bunun farkında olmak istemeyen, çocuklarını yetiştirme sorumluluğunu yerine getirmeyi hafife alanlar ise ayaklarının altında ne bulurlar bilmem ama boşuna söylememişlerdir herhalde: Cennet hiç ucuz değil, Cehennem de lüzumsuz değil.

Yaşı ne olursa olsun, topluma karşı sorumlu, şekillendiriciliğinin farkında ve doğru ürün ortaya çıkarmak, yaşama gurur duyulası, örnek insanlar kazandırmak gayreti içinde didinen, fedakarlık timsali tüm annelerin ellerinden öperim. İyiki varsınız.
 
Cem TURAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder